Ertuğrul Şakar,
Samanyolu TV'de cumartesi günleri ekrana gelen Şefkat Tepe'de eskerliğin
en zor şartlarını yerine getiriyor. Şakar, gerçek askerlikte bile bu
kadar zorlanmamış.
Asker
rolündeki bir oyuncuyla sohbetin ilk konusu kuşkusuz 'askerlik yaptınız
mı?' olur... Onun gerçek ile kurgu arasında yaşadığı ikilem merak
konusudur. Nöbet tuttun mu, dayak yedin mi vs... Ama bazılarının durumu
tam tersi olabilir. Askerde görmediği şeyleri dizide yaşıyorsa, bu da
önemlidir. Silah tutuşu, ast-üst ilişkisi ve davranışları daha bir
özenle takip edilir. İzleyicinin bakışı değişir, oyuncu kabiliyeti ve
yeteneği konuşulmaya başlar. Ertuğrul Şakar; nam-ı diğer Celil Astsubay
yukarıdaki tanıma uyan bir karakter. Askerliğini takım elbise kravatla
bitirmiş, eline doğru dürüst silah almamış, nöbet tutmamış. Ama gelin
görün ki Samanyolu TV'de cumartesi günleri ekrana gelen Şefkat Tepe'de
eskerliğin en zor şartlarını yerine getiriyor. Deyiş yerindeyse; askerde
sivil, sivilde askerliği yaşıyor. Elbette kimse ona kıyak geçmemiş
askerde. Konservatuar mezunu olmanın avantajını yaşamış.
Her
Türk genci gibi onun da askerlik anıları var. Hacettepe Üniversitesi
Devlet Konservatuvarı mezunu olması ve Ankara Devlet Tiyatrosu'nda
çalışması oyunculuk yeteneğinde önemli paya sahip olsa da Dördüncü Osman
dizisiyle girdiği televizyon dünyası ve oynadığı Tombala adlı sinema
filminin kariyerinde önemli bir yeri var. Bir tren garında atıldığı iş
hayatında, hangi dalgaların onu sete taşıdığını Konya'da bir kahve
sohbetinde anlatıyor...
Başarılı bir sezonun ardından, Şefkat Tepe yoluna devam ediyor. Dizinin konusu ve söylemi sorumluluğunuzu ne ölçüde artırıyor?
Bize
sadece iyi olmak yetmez. Daha iyi olmak için gayret ediyoruz. Zaten en
iyi olunca da sorumluluk artıyor. Cumartesi-pazar, yayın kuşağı içinde
çok fazla ciddiye alınmaz. Sayemizde cumartesi 'gün' olmaya başladı.
Hafta içi gibi değerlendiriliyor artık. Bu yüzden de diğer kanallar
iddialı projelerini bu günde yayınlamaya başladılar. Bunda katkımız
büyük. Öncü olduk.
Dizide olaylar çok hızlı gelişiyor. Bir sonraki bölümde ne olacağını kestirmek güçleşiyor...
Bu çok güzel. Ben bilmiyorum. İzleyici de bilmesin. Hep beraber oturup izleyelim. 'Haa bu da oluyormuş..' diyelim.
Şefkat Tepe'nin yüksek reyting almasında, gündemle paralel gitmesinin bir etkisi var mı?
Reyting
konusunda belirsizlik önemli bir faktör belki ama, gündemle paralel
gitmesi çok önemli. Biz bir asker dizisi çekiyoruz. Türkiye'de herkes
askeri merak eder. Bir de bilmediğini merak eder insanlar. Reytingi
artıran bu merak duygusudur biraz da... Askerlik nedir? Başımıza ne
gelecek? Bu soruları soran çok insan var.
Askerlik olunca eleştiri de çok oluyordur...
Olmaz
mı? Yaşlısı, genci herkes izliyor. Silah öyle mi tutulur? Çatışma böyle
mi olur? diyebilirler. Bu anlamda işimiz çok zor. Ama askerî
danışmanlarımız var. En ufak ayrıntıya bile dikkat ediyoruz. Bu da
kaliteyi artırıyor. Postal bağlamasına bile ayrı bir özen gösteriyoruz.
Oyuncusunuz belki ama; gerek dizide gerek gerçek hayatta olanlar sizi etkiliyor mu?
Beni
çok etkiliyor. Ben Çerkes'im. Atalarımız bu ülkede ezan sesi dinmesin,
bayrak inmesin diye savaşmış. Ben onlardan etkilendiğim için sette çok
farklı oynuyorum. Bana böyle bir şans verildi. Ben Celil karakteriyle
duygularımı ekrandan yansıtıyorum. Siz aklınızdan geçirdiğiniz şeyleri
unuturken ya da söylemezken ben onları söyleme şansına sahibim. Celil'in
söylediklerini herkes adına söylüyorum. Ben Çerkes'im, siz Kürt
olabilirsiniz. Yapımcım Laz olabilir. Her ırktan olabilir bunun önemi
yok.
Dizinin adı gibi şefkatli yanını da unutmamak gerek...
Güneydoğu
da olur, İstanbul da. Hepsi merhamet sahibi... Bakın, gazetelere
yansıyan bir fotoğraf vardı. Parkasını teröriste veren bir subay resmi.
Orada halk var. Onlara zarar vermeyelim deniyor. Biz böyle yaklaşıyoruz.
Şefkat ve merhamet bizim başlangıç noktamız.
Bir de askerlik anıları vardır, ömür boyu anlatılır...
Ben
Demiryolları Meslek Lisesi'ni yatılı okudum. Demiryolları'nda işe
başladım. Normalde kravat takım elbise ile gezen bir adamdım. Askerde de
şanslıydım. Selimiye Kışlası'na düştüm. Yine takım elbise ve kravat ile
geziyordum. Konservatuar mezunu olduğum için askeriyenin gazino bölümde
görev yaptım.
Siz askerlikle burada tanışmışsınız yani...
Öyle
oldu. Askerî elbise üzerimden çıkmıyor. 'Köprüden soğuk suya atla'
dediler. Şaşırdım. Yani hiç yapmadığım şeyleri burada yapıyorum.
Normalde denize gittiğimde iskeleden atlamayan biriyim ben. Tam asker
olduk. Bir askerî araba sollarken içindeki rütbeliye bakıyorum şimdi.
Rütbesi nedir diye. Nereye derseniz, hangi dağı gösterirseniz tırmanırım
şimdi. Burası bize çok şey kazandırdı.
Sizin için de spor oluyor...
Dağın
tepesindeyim. Sabah erkenden gitmişiz oraya kahvaltı yapıyoruz. Diyorum
ki; büyük şehirlerde insanlar hafta sonu tatilleri için gezi yapıp bir
de üstüne para ödüyorlar. Ben olaylara biraz da böyle bakıyorum.
Eşiniz tempolu çalışmanıza ne diyor? Zaman ayırabiliyor musunuz ona? Asker yolu mu gözlüyor?
Bana
hakkımı helal etmemi söylüyor. Zor şartlarda çalıştığım için. Bir de
diziyi izliyor, not tutuyor, zaman zaman da eliştiriyor tabii ki...
Zaman